Cem Bey ile gerçekleştirdiğim harika röportajı sizlerle paylaşıyorum.Eğitim hayatı ile bizlere ilham kaynağı olacağını düşünüyorum. Bu keyifli röportaj için kendilerine teşekkürlerimi sunarım.

Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Merhaba. 1981 yılında İstanbul da doğdum. Çalışma hayatına üniversite yıllarında Akşam yayın grubunda medya sektöründe başladım. Dönemin en popüler gençlik eklerinden Canteen’de bilgisayarlar ve teknolojiyle ilgili sayfaları hazırladım. Radyo TV programları, hepsi çok güzel deneyimlerdi.

Sonra Pazarlama alanına yönelme kararı aldım ve Samsung hikayem başladı. Samsung Türkiye’nin 11 inci çalışanı olarak çalışmaya başladım. Sonrası malum. 8 yılın sonda, Yandex Türkiye de harika bir 2 yıl geçirdim. Arada, Koç üniversitesi Executive MBA var. Hayatımın en öğretici dönemlerinden biriydi. 3 yıldır da Huawei ailesinin bir ferdiyim.

Eğitim hayatınızda nasıl bir öğrenciydiniz ve bu süre boyunca belirlediğiniz bir kariyer hedefiniz var mıydı? Bu hedeflere ulaşmak adına neler yaptınız?

Orta öğretime kadar çok iyi bir öğrenciydim. Yapacak daha iyi birşeyler olmaması bunun en önemli sebebi. Sonrasında eğitim hayatından uzaklaştığım bir döneme girdim. Teknoloji, bilgisayarlar, yazılım konuları lise döneminde hayatıma girdi. Yıldız Teknik Üniversitesi İstatistik bölümünden mezunum.

Üniversite de iyi bir öğrenci değildim. Çünkü yapacak daha önemli işlerim vardı. Kariyer hedeflerim hep vardı. Ama hiçbir zaman bir çerçeveye sıkıştırmadım kendimi. Akademik kariyer, doktorluk, öğretmenlik, askerlik, pilotluk gibi çok net, yüksek özveri gerektiren hedefleriniz yoksa kalabalık içinde yolunuzu bulmak durumundasınız. Türkiye satış yapan mühendislerin, pazarlama yapan istatistikçilerin ülkesi : )

Hedefe ulaşmak için çok çalıştığım bir dönem oldu. Ama özel hayatımı hep dengelemeye çalıştım. Sonra verimli çalışmanın önemini keşfettim. Gereksiz detaylarla uğraşmak yerine, önemli konulara odaklanmak önemli. Doğru zamanda doğru yerde olmak da şart.

İnsan bazen kendi şansını kendisi yaratmalı. Her zaman daha iyisi, sizden de daha iyi birileri olduğunun farkında olmak da önemli. Ama bence en önemlisi değişim. Değişime insanın düşmanı değil, en büyük yardımcısı. Önemli olan değişimi yönetmek. Gerektiğinde direnmek, gerektiğinde durmak ve başka bir yola tercih etmek. Ama son tahlilde sürekli değişmek ve değiştirmek önemli. 

Nasıl bir çalışma sisteminiz var? İş hayatında bir gününüz nasıl geçiyor?

Ekip ruhu benim için çok önemli. Ekibin her bireyi çok değerlidir. Aslında bir bütünün parçasıyız hep birlikte. Dikey organizasyonlara inanmıyorum. Eski de kaldı o işler. Müdürlük, direktörlük.. Artık kartvizitlerde kaldı, kimse de kullanmıyor. Elinizi kirletmek, işin parçası olmak durumdasınız.

Herkes kendi alanında sorumlu ve yetkin olmalı. Ekip arkadaşımın yaptığı işi ondan daha iyi bilemem. Yöneticin görevi yoldaki engelleri kaldırmak, sağlıklı bir oyun alanı yaratmaktır. Şu anda çok seyahat ediyorum. Mobil olmak artık çok önemli. Her günüm farklı. İş hayatı artık tek düze değil, olmamalı.

Size kalan zamanlarda kendiniz için neler yaparsınız? 

Spor var! Model, maket yapıyorum vakit buldukça. Karakalem birşeyler de çalışıyorum. Onun dışında işimle ilgili araştırma. Ama en önemlisi 10 yıl sonrası, 20 yıl sonrasını düşünüyorum okuyorum. Dünya nasıl bir yer olacak, biz onun nasıl birer parçası olacağız? Özellikle bugünün lise ve yüksek öğretim öğrencilerine söylediğim; İnanılmaz bir değişime tanıklık ettikleri ve edecekleri oluyor.

Önümüzdeki 20 yıl içerisinde tüm iş tanımarı değişebilir. Dünyanın değişim hızı başedilemez bir hal alabilir. Bu fırsat demek, aynı zamanda da büyük bir risk. Makinelerinin hangi işleri elimizden alacağını, yapay zekayı, arttırılmış gerçekliği, tekilliği… Hepsini düşünmeli kafa yormalı hayatımıza, özellikle kariyer planlarımızı bu doğrultuda yön vermeliyiz.      

Huawei ile yollarınız nasıl kesişti? 

Huawei dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden biri. 3 yıl önce cep telefonu pazarında büyüme arzuları bizi bir araya getirdi. Beni çok heyecanlandırdı o anda ve başladı birlikteliğimiz. Şu anda Orta Asya ve Kafkasya Bölgesinin Pazarlama faaliyetlerinden sorumluyum.

Pazarlama Stratejilerinde önem verdiğiniz noktaları ve pazarlama inceliklerinden bizlerle bahseder misiniz?

Pazarlama derin bir konu. İncelikli bir iş evet. Artık işin içinde matematik ve teknoloji de var. Doğru ürünü seçme, doğru noktaya yatırım, doğru insanlara doğru mesajları vererek onları ikna etme işi. Bunu yaparken kaynaklar hep sınırlı. 

Hırslı olmalı mıyız? Hırs kavramına nasıl bakıyorsunuz?   

Gerekli olduğu kadar. Hayatın bir yarış olduğu doğru. Klişe olabilir ama en büyük rakip kendimiziz aslında. Başkalarının ne yaptığından çok, yaptıklarımızı daha iyi nasıl yaparızla ilgili kafa yorduğumuzda enerjimizi çok daha verimli tüketmiş oluruz. Öte yandan, iş hayatı bazen acımasız olabilir. Herkes, bazen en yakınınızdakiler bile, sizin gibi düşünmüyor olabilir.

En azından kendinizi, kendi doğrularınızı, kendi oyun planınızı, fikirlerinizi sonuna kadar savunmakta da fayda var.  Hırstan öte inatçılık önemli bence. Doğrularınızla ilgili inat ve sonuna kadar gitme. Bence bitirilmiş vasat her zaman yarıda kalmış mükemmelden iyidir. Gereğinden fazla hırsın da zararlı olacağı aşikar.    Üniversite de iyi bir öğrenci değildim. Çünkü yapacak daha önemli işlerim vardı. 

 

Son  10 yılın en yaygın iş kelimesi girişimcilik. Bir genç, girişimci olmak için neler yapmalı?

Artık herkes girişimci, profesyonel hayat değişti. Uyum sağlayanlar başarılı oluyor. Şirketlerin artık 8 – 5, etrafında kalın çizgiler olan unvan, pozisyon ve iş tanımlarına ihtiyacı yok. Artık mobilite var, öz disiplin var. Pozisyon tabanlı sorumluluklar yerini proje yönetimine çoktan bıraktı. Kısa, orta uzun vadeli projeler var.

Değişime ayak uyduran profesyoneller hali hazırda girişimci refleksleriyle hareket ediyor. Kimsenin size ne yaptığınızı söylemediği, yöneticinizin süreçlerle değil, sonuçlarla ilgilendiği bir dönemdeyiz. Günümüz rekabetinde şirketler yenilikçi olmak zorunda. Yenilik girişim demek. Devir elini kaldırıp burada fırsat görüyorum deyip, yönetim yada patrondan gerekli kaynakları alıp, bu kaynakları doğru kullanarak şirketine para kazandıran profesyonellerin devri.

Yakın gelecekte profesyonel, çalışan gibi kavramlar hayatımızdan çıkabilir. Crowdsource kavramına dikkat etmenizi öneririm. Dünyanın farklı coğrafyalarından yüzler hatta binlerce birbirini tanımayan insan bir araya gelip bir platform üzerinde yazılım geliştirebiliyor. Neden birlikte çalışamasınlar..

İşe yeni başlayacak gençlerde ne gibi özellikler arıyorsunuz?

İstekli olmaları, iyi iletişim kurmaları, ne istediklerini bilmeleri, hayalleri, hobileri, hayata dair bir fikirleri ve duruşları olması.

Hayatınızdan yola çıkarak bizlere tavsiye verebilir misiniz?

Yanlış yapmaktan korkmayın, birinin yada kendi canınızı acıtmadığınız sürece yanlış yok. Hepsi öğreti, ve neyin iyi neyin gerçekten kötü olduğunun cevabını yıllar verir. En büyük “keşke”, günün birinde büyük bir “iyiki” olabilir. Cesur olun. Çok değil verimli çalışmak da önemli.

 

Alper Aziret
Yapabileceğimiz her şeyi yapsaydık, buna kendimiz bile şaşırırdık. -Thomas Edison

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir