Harika bir kariyer yolculuğu olan Berk Bey ile gerçekleştirdiğim bizlere ilham kaynağı olacak röportajı sizlerle paylaşıyorum. Destekleri için Berk Bey’e teşekkürlerimi sunarım. Keyifli okumalar…
Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
1967 yılında İstanbul’da doğdum. Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Endüstri ve İşletme Mühendisi olarak mezun oldum. Lisans Üstü ve Doktora çalışmalarımı sırasıyla; İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Chicago Üniversitesi Booth School of Business’de gerçekleştirdim. Mühendis olarak başladığım kariyerimde, Risk Yönetimi adına uzmanlaştığım oldukça öğretici bir Hazine döneminin ardından, Otomotiv sektörüne adım attım. Doğuş Otomotiv’de uzun yıllar sürdürdüğüm CFO’luk görevim sonrasında, 2 yıl önce Renault MAIS’den gelen CEO’luk teklifi ile kariyerime yine otomotiv sektöründe ama daha farklı bir sorumluluk ile devam ediyorum.
Eğitim hayatınızda nasıl bir öğrenciydiniz ve bu süre boyunca belirlediğiniz bir kariyer hedefiniz var mıydı ? Bu hedeflere ulaşmak adına neler yaptınız?
Ben üniversite seçim dönemimde; hiçbir zaman makine mühendisi ya da elektrik mühendisi olmayı düşünmedim. Ben mühendislik teknik bilimlerini seviyorum hem de işletme teknik bilimlerini seviyorum. O yüzden iki seçenek önüme çıktı ya endüstri mühendisi olmalıydım ya da işletme mühendisi. Doğru tercihi yaptığımı da kısa zamanda gördüm.
Üniversitede daha çok rakamlara yakın olduğum için iş hayatımda Finans alanında çalışmaya karar verdim. İTÜ’de aldığım mühendislik eğitiminin de devamı olarak sistem mühendisi olarak işe başladım. Kısa sürede ise şunu anladım bilgisayar ve programcılık aslında benim için sadece bir hobi. Profesyonel iş hayatımı bu alan üzerine kurmak yerine, hedefim olan Finans sektöründe çalışmaya karar verdim. O dönem çeşitli bankaların müfettişlik sınavlarına girdim ve bir bankada çalışmaya başladım. Ve o dönemde, ilk maaşım önceki işimde aldığım ücretin yarısından daha az olması da önemli değildi. Çünkü benim amacım ve yolum belliydi.
Kendinize benimsediğiniz bir felsefe var mı ?
Hayatımın her noktasında, benim burada ulaşmak istediğim hedef nedir sorusunu sordum. Hedeflerimi belirledim ve bunları asla ulaşılmaz olarak da tanımlamadım. En iyiyi, en üstününü, en başarılısını kendime layık görmekte bir engelim olmadı çünkü ben “hiçbir işi ve hiç kimseyi gözümde abartmadım.”
Koyduğum hedefler için çok çalıştım ve elimden geleni de yaptım. Bana göre gerçekten istediğiniz bir şeyin olmamasına dair mazeretler üretilmeye başlandığı zaman, gerçekten başarılı olmak istiyor musunuz ve bunun için tüm gereklilikleri yerine getirecek misiniz sorusuna cevap vermelisiniz.
Yoğun iş temposunda, size kalan zamanlarda kendiniz için neler yaparsınız?
Ben hayatımın her noktasında, kişisel olarak başkalaşacak hobi ve ilgi alanlarına sahip olmaya çalıştım. Örneğin çok uzun yıllardır edebiyata ve müziğe yönelik ilgim var. Ve bu sadece dinleyen ya da okuyan olarak değil, bilakis yazan ve enstrüman çalan olarak da halen devam ediyor. Bunun dışında da motorla seyahat etmek ve yazın teknede zaman geçirmek de özgürlük duygusu adına çok keyif aldığım etkinlikler.
Kariyerinize baktığımızda birçok farklı sektörde çalışmışsınız. Sizlere nasıl bir katkısı oldu? Farklı sektörlerde çalışmaya nasıl cesaret ettiniz?
Benim hayatımdaki en büyük değişim Bankacılık sektöründen Otomotiv sektörüne geçmek oldu. Tabii o noktada karar verici ben değildim. Bağlı olduğum grubun yönetim kurulu başkanı, sana burada ihtiyacım var dediğinde, oraya gidip benden beklenen başarıyı sergilemekten başka yapabileceğim bir şey yoktu. İlk adımda cesaretten ziyade, bana güvenenlerin yüzünü kara çıkartmamak adına da başladığım Otomotiv tecrübesi de “işletme sermayesi yoğun” bir sektör olduğu için özellikle “hazine” bilgi birikimimi çok olumlu şekilde kullanabildim.
Edindiğiniz deneyimlere göre sizce iyi bir lider ve yönetici nasıl olmalıdır? Bizlerle paylaşır mısınız?
Çok farklı yetenek ve fonksiyonlara sahip bir grup insanı, ekibinizi kusursuz ve uyumla çalışacak şekilde yönetip, başarılı bir harmoni yaratabiliyorsanız bence iyi bir lidersiniz.
Burada önemli olan “şöyle yapın ve böyle yapın”lardan ziyade, onların kendi doğrularını bulmalarını destekleyecek alanı açmak. Elbette bu işin tek bir doğrusu yok: birçok farklı durum ve insan topluluğuna göre liderlik biçimi de farklılık gösterebilir. Ben ekibimin insiyatif almasını her noktada destekleyip, hatalarının da sorumluluklarını ile paylaşmayı tercih edenlerdenim. Onların gelişimi ve sorumluluk almasının, öncelikle birlikte çalıştıkları ekip arkadaşlarına sonrasında da tüm şirket performansına olumlu yansıdığını da bizzat tecrübe ediyorum. Ve hayatımın her noktasında olduğu gibi, başarıya, title’a değil, insan unsurunun kendisine değer veriyorum.
Renault- MAİS ile kariyeriniz nasıl kesişti? Bizlerle paylaşır mısınız?
Otomotiv sektörü, etki alanı düşünüldüğünde çok boyutlu ve çok da dinamik bir sektör. CFO olarak çalışırken, işin doğası gereği ticari ve operasyonel kanadının hep içindeydim ve bundan keyif de alıyordum. Aidiyet çok güçlü bir kavram olmakla birlikte, bazen sizi bulunduğunuz güvenli alanda “her şey aslında böyle iyi” hissini uyandırma tehlikesini de taşıyor. Ben de hayatım için böyle bir sorgulamadayken, kendimi zorlayacak daha farklı ne yapabilirim düşüncesi içindeyken MAIS ile yollarımız kesişti. 2 Yılın sonunda da deneyimlediğim tecrübeler ile iyiki kesişmiş diyorum.
İşe yeni başlayacak gençlerde ne gibi özellikler arıyorsunuz ?
Sıradan olmayan ve ürettiği her şeyde “neyi farklı yapabilirim” diye düşünen, merak eden ve araştıran gençler ile çalışmayı tercih ediyorum.
Sizce üniversite hayatımızı nasıl değerlendirmeliyiz? Neler yapmalıyız?
Bence yaşadığımız dönemin en büyük serveti; zaman. Özellikle gençlerin zamanı sonuna kadar verimli bir şekilde değerlendirmesi gerektiğine inanıyorum. Benim için hayatımdaki en korkunç şey; belirli bir zaman sonra arkama dönüm baktığımda “Ne kadar kötü ve boş geçirmişim zamanımı” demek olurdu herhalde. Gençlerin de zamanlarını boş yere harcayacak kadar zengin olmadıklarını hatırlatmak isterim.
Okuduğunuz bölüm haricinde de çok yönlü bir bilgi birikimi edinmeniz gerekiyor. İçinde olduğumuz dönem açısından gençler veriye ulaşmak adına çok şanslı. Özellikle teknolojik dönüşümler, hayatlarımızı ve iş modellerini baştan aşağıya dönüştürüyor. Gündemi bu anlamda iyi takip etmek ve ortaya çıkabilecek ihtiyaçlara göre de gelişimlerini yönlendirmeleri çok önemli.
Bizlere söylemek istediğiniz başka şeyler var mı?
Planlarınız değil ama idealleriniz olsun. Her güne, dünden daha iyi neyi yapabilirim sorusunu sorarak başlayın. Hatanın telafisi mümkün olabilir ama denemediğiniz herhangi bir şey için “keşke yapsaydım” cümlesinin telafisi olmayabilir. Hatta şöyle diyebilirim, her şeyin kazası olur, fırsatın kazası olmaz.
Takip edilmeye değer bir websiteniz var
Teşekkürler 🙂