Öğrencilerin fark yaratması ve ilham alması yönünde harika bir röportajı Kenan Bey ile gerçekleştirdim. Kendilerine desteklerinden dolayı teşekkür ederim.
Bakalım mezun olmadan önce nelere dikkat etmeliyiz…
Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
11.04.1970 Almanya doğumluyum. İlkokul eğitimimi Almanya’da tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönerek Ortaokul ve Lise’yi İzmir’de Bornova Anadolu Lisesi’nde yatılı olarak okudum. Yine İzmir’de Dokuz Eylül Üniversite’si İşletme Bölümünden mezun oldum. İlk iş tecrübemi Libya Bankası olan Arap Türk Bankasın’da Dış Ticaret Bölümünde edindim. Bu arada Pazarlama Yüksek Lisansı yaptım.
İki yıl bankacılık deneyimimden sonra o dönemde finans sektöründe yaşanan kriz nedeniyle Real sektöre geçme kararı aldım ve öncelikli olarak askerlik görevimi yaparak hedeflediğim kariyer adımlarının önündeki engellerden bir tanesinden kurtuldum. Askerlik dönüşünde 1997 yılının Temmuz ayında Bosch ailesine katılma şansı buldum. Aynı firmanın çeşitli bölümlerinde farklı görev ve pozisyonlarda çalışma fırsatı yakaladım ve 21 yıldır bu firmada görev yapıyorum.
Evliyim ve 19 yaşında Bilkent Üniversitesi Endüstri Bölümünde okuyan bir oğlum var.
Eğitim hayatınızda nasıl bir öğrenciydiniz ve bu süre boyunca belirlediğiniz bir kariyer hedefiniz var mıydı ? Bu hedeflere ulaşmak adına neler yaptınız?
Her zaman disiplinli ve hangi yöne doğru ilerlemem gerektiğinin farkında olduğumu düşündüğüm bir öğrencilik hayatı yaşadım. Özellikle orta öğrenimim döneminde yatılı olarak okumuş olmamın verdiği öz güvenin ve kendi ayaklarının üzerinde durarak kararlarımı özgürce verebiliyor olmanın çok büyük bir avantaj sağladığını düşünüyorum.
Karar vererek bu kararın olumlu veyahut olumsuz etkilerinden tamamen sorumlu olmak ve bunu hissetmek hayatım boyunca doğru adımlar atmama neden oldu. Bu şartlar altında kariyer olarak her zaman kurumsal bir firmada finans alanında yönetici olmayı ve kendimi bu alanda geliştirmeyi hedefledim.
Bu hedefim için öncelikli olarak bankacılık sektöründe iş tecrübesi edindikten sonra doğru zamanda ve doğru bir kararla kurumsal bir firmaya geçiş yaptım. Hiç bir zaman elimdekilerle yetinmeyerek öğrenmeye ve yeniliklere açık oldum. Kendi sınırlarımı zorlayan yeni görevleri üstlendim ve yüksek bir öz motivasyonla çalıştım. Bunun yanında o günün şartlarında gerek liderlik için gerekse yaptığım işin yürütülebilmesi için gereken yetkinliklerimi güçlendirmeye yönelik organizasyonlarda yer aldım. Her zaman benden daha tecrübeli olan kişilerle iletişim kurarak onların geri bildirimlerine değer verdim.
Öncelikle kendimin ve yapabileceklerimin farkında oldum. Özellikle de firmaların en önemli kaynaklarının insan olduğunu hiç bir şekilde göz ardı etmedim. İnsana değer vermenin en önemli erdem olduğunu hep göz önünde bulundurdum.
Yoğun iş temposunda,size kalan zamanlarda kendiniz için neler yaparsınız?
Ailemle verimli zaman geçiriyorum. Mümkün olduğunca çok sık aralıklarla şehir dışına çıkarak 1-2 günde olsa aynı ortamdan uzaklaşarak kendimi tazeliyorum. Her gün düzenli yürüyüş yapıyorum.
Kış aylarında ise kayak yapıyorum.
Finans alanında çalışmak için ne gibi özelliklere sahip olmak gerekiyor?
Sayılarla aranız kesinlikle iyi olmalı, iyi bir sinir sistemi ve stresle başa çıkabilir olmalısınız. Analitik, esnek ve değişen koşullara çabuk adapte olmalısınız. Hızlı karar verebilmelisiniz.
Değişkenler arasında bağlantı kurabilmeli ve iyi bir yorumcu olmanız gerekir.
Bosch ile kariyeriniz nasıl kesişti? Bizlerle paylaşır mısınız?
Yukarıda bahsettiğim gibi kurumsal bir şirkette kariyer yapmak istemem ve aynı zamanda iyi düzeyde Almanca biliyor olmam beni 1997 yılında Bosch ile karşılaştırdı.
Hırslı olmalı mıyız? Hırs kavramına nasıl bakıyorsunuz?
Bu soruya evet veyahut hayır demek çok zor. Ancak kariyer hedeflerinize ilerlemek için kendinize ve başkalarına zarar vermeyecek seviyede hırsın zararlı olacağını düşünmüyorum. Hırs bir çok kişi için bir motivatör kaynağı olabilir. Her yönetici belli seviyede hırslıdır ve bu sayede bulunduğu konuma ulaşmıştır. Çevrenizdeki yönetici profillerini incelediğinizde bunu kesinlikle gözlemlersiniz.
Benim de kendime göre hırslarım olduğunu kabul etmeliyim.
Hırs kavramını pozitif ve negatif hırs olarak ayırabilirsiniz. Pozitif hırs sizi başarıya götürecektir. Olumsuz hırs ise maalesef hem kişiliğinize hem ilişkilerinize zarar verecektir. Uzak durmanızı tavsiye ederim.
Yeni mezun öğrencilerin MBA yapması sizce şart mıdır?
Eğer mühendislik fakültesinden mezun iseniz ve yönetici olmak istiyorsanız iş hayatınızla birlikte yapmanız fayda sağlayabilir. Ancak iş hayatına atılmadan tekrar bir öğrencilik dönemi benzeri bir süre benim görüşüme göre zaman kaybı olacaktır.
Sizce üniversite hayatımızı nasıl değerlendirmeliyiz? Neler yapmalıyız?
Kesinlikle dolu dolu yaşamalısınız. Sosyal hayattan kesinlikle uzaklaşmayın. İş hayatında yaşayamayacağınız her bir sosyal aktivitenin içinde yer alın. Eğlenin ve gençliğinizin gerekliliklerini yetine getirin. Bununla birlikte geleceğinizi de hiç bir zaman bir kenara bırakmayın ve profesyonel iş hayatına da hazırlanın. Nasıl mı? Dünya çok hızlı değişiyor. Dijitalleşiyor, endüstri 4.0 devrimi yaşanıyor, nesnelerin interneti (IoT) çok fazla ön planda yer alıyor, beklentiler farklılaşıyor, çalışma ortamları değişiyor ve yeni meslekler gündemde yer almaya başlıyor. İşte tam da bu noktada öğrencilik döneminde kendini bu alanlarda geliştiren ve bunun farkında olan gençler bir kaç adım önde olacak.
İletişim araçlarının en yaygın bir şekilde kullanıldığı bir dönemdeyiz ve tüm marka firmalar üniversiteler ve öğrencileriyle birlikte çeşitli aktiviteler düzenliyorlar. Mümkünse buralarda kendinize yer bulun ve aktif olun. Yurtdışı deneyimi yaşayın ve stajlarınızı farklı ülkelerde farklı kültürleri tanıyarak yapın. En azından iki yabancı dilin önemli olduğunu düşünüyorum. Kesinlikle öğrenin ve anlıyorum ama konuşamıyorum klişesinden uzaklaşın. Sürekli yenilikleri takip edin ve öğrenmeye açık olun. “Daha sonra yaparım” yaklaşımından uzaklaşın.
Biz öğrencilere başka söylemek istediğiniz şeyler var mı?
Ne yaparsanız hangi mesleği yaparsanız yapın en iyisini yapmak için çaba sarfedin. Bu ülkenin geleceğinin sizler olduğunuzu hiç bir zaman unutmayın. Sizin diğer gelişmiş ülke gençlerinden hiç bir farkınız yok ve hatta başarmanız, kendinizi kanıtlamanız gereken çok şey var.